Millet İttifakı'nın Şanssızlığı: Yeni Seçim Sistemiyle Dezavantajlı Konuma Düşüyor!
Türkiye, yeni seçim sistemiyle 14 Mayıs seçimlerine hazırlanıyor. Ancak kamuoyu araştırmacısı Can Selçuki'nin açıkladığı üzere, Millet İttifakı yeni sistemde dezavantajlı bir konuma düşüyor. Detayları makalemizde bulabilirsiniz.
Türkiye 14 Mayıs seçimlerine farklı bir sistemle girmeye hazırlanıyor. Yeni seçim sistemi ile ilgili kamuoyunda merak edilenleri açıklayan kamuoyu araştırmacısı Can Selçuki, yapılan kural değişikliğinin Millet İttifakı açısından dezavantajlı duruma düşürdüğünü söyledi.
Millet İttifakı'ndaki 4 partinin tek başına milletvekili çıkaramayacağını belirten Selçuki, "Eğer 2018’deki sistemde olsaydık bu partiler ittifakın toplam milletvekili sayısına katkı verebileceklerdi. Şimdi veremiyorlar" açıklamasıyla Millet İttifakı'nın dezavantajlı konuma düştüğü durumu anlattı.
Seçim Sistemi Farkları
Her iki sistemde D'Hondt yöntemi kullanılsa da arada seçim sonuçlarını önemli ölçüde etkileyecek farklar bulunuyor. Eski sistemde milletvekili dağılımı ittifakların toplam oyu üzerinden hesaplanıyordu. Yani Cumhur İttifakı, Millet İttifakı ve HDP aldıkları toplam oya göre milletvekili sayısı alıyordu. HDP ittifak içerisinde olmadığı için kendi vekil sayısını taşıyordu.
Daha sonra, Cumhur İttifakı bir seçim bölgesinde aldığı toplam oya göre, AK Parti ve MHP arasında D’Hondt sistemi kullanılarak milletvekili dağıtımı yapılıyordu. Aynı şekilde Millet İttifakı içerisinde de CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi arasında, HDP zaten ittifak içerisinde olduğu için aldığı oy oranına göre milletvekilini buradan alıyordu.
Yeni sistemde ise milletvekili dağılımı ittifakların toplam oyu üzerinden değil, parti oyları üzerinden hesaplanıyor. Bu durum, Millet İttifakı'nın dezavantajına neden oldu. Çünkü Millet İttifakı'ndaki 4 partinin tek başına milletvekili çıkaramayacak olması, ittifakın toplam milletvekili sayısına katkı verememesi anlamına geliyor.
Millet İttifakı'nın Stratejisi
Millet İttifakı'nın bu dezavantajını aşmak için çeşitli stratejileri bulunuyor. Bu stratejiler arasında DEVA, Saadet, Gelecek ve Demokrat Parti'nin CHP ve İYİ Parti listelerinden seçime girmesi veya Saadet, DEVA, Gelecek ve Demokrat Parti'nin kendi listelerini ortaklaştırarak seçim bölgelerinde milletvekili çıkarmaya çalışmaları yer alıyor.
Ancak herhangi bir ittifaka "tüm listenizi ortaklaştırın" mesajı vermenin doğru olmadığını belirten Selçuki, her ittifakın seçim bölgelerini tek tek çalışarak beraber ve ayrı girmenin stratejik olarak en fazla faydayı sağladığı çözümü üretmesi gerektiğini belirtiyor. Bu nedenle seçim stratejilerinin çok kısıtlı bir optimizasyon problemi olduğunu vurguluyor.
Türkiye yeni seçim sistemiyle karşı karşıya ve seçim sonuçları üzerinde etkili olacak birçok farklılık mevcut. Millet İttifakı'nın dezavantajlı durumu ise parti stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oluyor. Her ittifakın kendine özgü stratejiler geliştirerek seçim sürecine hazırlanması ve bu stratejileri en verimli şekilde kullanması önem taşıyor.